30 Aralık 2012 Pazar

Sorumsuz Sessizliğinin Sorumlusu Sensin...



Halet-i ruhiyenin konforu bozuluyor tek bir harfle. Boş sözlükler kumbarasını doldurarak mezarlığa dönüştürüyor. Suskunluk çalsa kapıyı,girse o anda içeri,asla gitmeyecek kalıcı bir misafire dönüşecek.Farkında olduğun için açmıyorsun değil mi? Sorumsuz sessizliğin bozulsun istemiyorsun.Açılan yaralarından kanıyor tükenmeyen ayrılıkların. Hep aynı kurguda kalemler. Ölümü ölümsüzlük hissiyle inşa ediyorlar.
Her seferinde başka bir yerden giriyor tekinsiz yalnızlıklar.İliklerine kadar işliyor. Dualarda buluşmak isterken çoğu yürek,mutluluğa esbab olamıyor cama çarpan damlalar..

Kızıyorsun birilerine,hissetmeyen ruhunun hesabını soruyorsun. Oysa kimse senin defnettiğin geçiciliğinin hikmetini anlayamaz. O yüzden empati kurmasını bekleme zifiri dokunuşların. Bozguna uğramış şevkat duygularının yokluğunda nefes alışverişlerine odaklan.. 

İstediğin buydu..

Şimdi hissedebiliyor musun?

9 Aralık 2012 Pazar

Sadece sever ve gider..


    


    Kelimeler parmaklarının ucunda düğümleniyor,izin verilmiyor aksın cümlelere.Bir kaç harfin toplamı yazılmak istenen aslında. Çare olmadığından yağmura bırakılıyor,yağdıkça ıslanıyor sessiz düşler.. Cama düşen damlalarda şekilleniyor. 

    Duyulmayan isyanlar öyle boyutlara ulaşmış da,zaman çaresiz kalmış. Ne unutturabiliyor,ne de acını azaltıyor....ve eksik yaşamaya mahkum ediliyor kalp,eksik çarpmaya,eksik sevmeye.. 
Özlem öyle bir fırtına ki önüne çıkan esarete yenik düşmüş tüm özneleri sürüklüyor izinsiz.. Duygular keşke'lerin yumağında,ama'ların suskunluğunda çoğalıp gidiyor. Nereden düştüğünü anlamıyor düşünceler uçurumuna..Üzülüyor sadece,siyah beyaz filmlerin buğulu gözleriyle bakınıyor etrafa..
    
    Kalemin dile gelmesi ne güzeldir böyle zamanlarda,kağıtla oynaşması ayrı bir hazdır. Susmasını istemezsin hiç,fonda huzurlu bir tını da varsa.. Ama genelde  anlatılmaz yabancı fikirlere hissedilenler. Kan ter içinde kalır geceler. Kırık aynanın dağılmış parçalarında bütünü görmeye çalışır..
Köşelerde kalmış bir iki yudum huzura hasret tükenir ömürler. Her biri yüzlerce acının hikayesini anlatan çizgiler düşer yüzlere.. 

ve bir nefes daha tükenir söyleyemeden..Sadece sever ve gider 'o' bilmeden..